Koronavirüs vaka sayıları azaltılamazsa nisan ayında yaşanılan kısıtlılığın yine gündeme getirilebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, 1 Haziran’dan itibaren başlayan yeni olağan hayatın kişiler tarafından yanlış anlaşıldığına dikkat çekti.

Hasöksüz, “Eğer 1500’lü sayıları indiremezsek ve virüs logaritmik olarak yayılırsa ki biz bunu nisan ayında yaşadık. Tekrar 3 binleri 5 binleri görebiliriz” dedi.

Yeni alışılagelmiş hayatın beşerler tarafından yanlış anlaşıldığına dikkat çeken Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Şurası Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, “65 yaş ve üzeri vatandaşlar ile gençlerin kısıtlaması kaldırıldı.

İşletmeler, restoranlar, konserler üzere faaliyetler ‘yeni olağan hayat’ diye tabir edilen bir periyoda geçti lakin kişilerimiz maatteessüf bunu yanlış anladı. Yeni normali eski sıradanla karıştırdılar, kurallardan uzaklaştılar” açıklamasında bulundu.

“800’ÜN ALTINA HİÇ İNEMEDİK”

Habertürk’ten Demet Demirkır’ın haberine nazaran; Türkiye’ye ilişkin çok hoş gelenekler ve adetler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Hasöksüz, “Düğünlerimiz, er uğurlamalarımız var. Fakat bu kültürlerin içerisinde kişiler maskesiz ve toplumsal aralığa dikkat etmeden, çok yakın temaslarla illetin bulaşmasına neden oldular.

O denli ki Sıhhat Bakanımızın açıkladığı vakaya nazaran bir kişi 150 şahsa hastalık bulaştırmış. Bu virüs logaritmik olarak kişiden kişiye yayılıyor. 1 Haziran’a kadar olan periyotta günlük vakayı 800’lere kadar indirdik. Avrupa memleketleriyle karşılaştırılacak olursak, Fransa, İtalya, Almanya, İspanya üzere şubat-mart ayında pik yapan memleketler bugün günlük vaka sayılarını 300’lere kadar indirdiler. Biz ise 800’ün altına hiç inemedik.

Komşumuz olan İran da 800’lere kadar indi fakat onlar da kuralları pek önemsemedi. Şu anda vaka sayısı 3 binleri gördü ve 2. pik yapma durumundalar, 2. bir dalgayı yaşıyorlar” diye konuştu.

“YENİDEN 3 BİNLERİ 5 BİNLERİ GÖREBİLİRİZ”

Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, “Benim ferdî kaygım; şayet 1.500’lü sayıları indiremezsek ve virüs logaritmik olarak yayılırsa ki biz bunu nisan ayında yaşadık. Tekrar 3 binleri 5 binleri görebiliriz ve nisan ayında yaşadığımız kısıtlılıkları ve tedbirleri yine yaşayabiliriz. Bu nedenle münhasıran artık bin 500’lü sayıları yine aşağıya yanlışsız çekmemiz gerekiyor. Bu bir aylık kayıp demektir zira bir ay evvel de bin 500 idi” dedi.

“ÖLÜM NISPETLERI SIFIRLANMAZSA SONBAHARDA DAHA ÇOK İNSAN HAYATINI KAYBEDECEK”

Yaz periyodundan itibaren irtihal nispetleri sıfırlanmazsa ve 300-400’lü sayılara inilemezse, eylül-ekim periyoduyla birlikte rutin soğuk algınlığı ile Covid’in daha yüksek sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden olacağını belirten Prof. Dr. Hasöksüz, laflarını şöyle sürdürdü:

“Bu nedenle yaz devrini iyi geçirmek ve şimdiki rakamları en azından bir hafta evvelki yanına çekmemiz gerekiyor. 1.500 vakanın 200’ü hastaneye yatan olgulardan oluşuyor.

Hastaların yüzde 90-95’i ise marazı ayakta geçiriyor, bunlar semptomu olmayan, asemptomatik Covid hastaları dediğimiz hastalardır. İşte bu bireyler farkına varmadan illeti yaymaya devam ediyor. Esas tehlike semptom göstermeyen ve virüsü saçan bu kimselerdir zira bu bireyler kalabalık ortamlarda, metrolarda, otobüslerde, düğünlerde, restoranlarda virüsü farkına varmadan önemli sayıda şahsa bulaştırabilirler. Bu nedenle de kısıtlılık kelam konusu olabilir.

O yüzden diyoruz ki; maske, çevre ara ve el hijyeniyle önemli muvaffakiyet elde edilebilir. Bunu Avrupa devletleri yaptılar ancak maatteessüf biz yapamadık lakin yapabiliriz diye düşünüyorum.”

42 kentte zarurî maske tasarrufunun laf konusu olduğunu ve cezai yaptırımların uygulandını kaydeden Prof. Dr. Hasöksüz,

“Bu, tedbir paketlerinden biridir. Şayet kişiler istekli olarak, sorumluluk sahibi bireyler olarak bunları uygulamazlarsa devlet yaptırım getirmek zorunda kalır. Zira virüs yaşlılara bulaştığı hengam düşünün ki altta yatan bir öteki marazı olan yaşlıların 2. bir marazı oluyor yahut bağışıklık sistemleri zayıf olduğu için ağır bakıma yatmak zorunda kalıyorlar. Kimileri maatteessüf hayatlarını kaybedebiliyorlar. Bu nedenle bu tip olgularla karşılaşmamak için sayıyı bir biçimde düşürmemiz gerekiyor” dedi.

“SAĞLIK ÇALIŞANLARI ARTIK YORULDU”

Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz,

“Geçtiğimiz periyotta kahraman sıhhat çalışanları 24 saatten ziyade nöbet tutarak nispeten başarılı bir test verdi. Türkiye’deki vefat nispetleri Avrupa ortalamasının çok altındadır. Belçika’da yüzde 16, İtalya’da yüzde 15, Fransa’da yüzde 12 üzere rakamlardan bahsediyoruz. Irtihal nispeti en düşük olan Avrupa Birliği devleti Almanya’da nispet yüzde 4 iken bizde bu rakam yüzde 2.7. Türkiye’nin başarısı alınan önlemler, hastane, bakım ve kahraman sıhhat çalışanlarının becerileridir lakin sıhhat çalışanları artık yoruldu.

Bu kimselerin yorulmamaları ve motivasyonlarını kaybetmemeleri için artık daha çokça hastaneye gidilmemesi gerekiyor yani 2. bir dalganın olmaması gerekiyor. Olursa sıhhat çalışanlarına ayıp olacak. Binaenaleyh kişilerin biraz daha sorumluluk sahibi olması gerekiyor.

Bunun için de beşerler kurallara uyacak ve uymayanı da uyaracak. Bundan sonra herkes etrafındakileri uyarmak zorunda. Maske takmayanı, içtimaî aralığa uymayanı restoranlarda, otobüslerde, her yanda uyaracağız zira artık bunu yapmak zorundayız” biçiminde konuştu.

Cumhuriyet